6 Aralık 2012 Perşembe
UMUT LİSTESİ
Yine yeni bir yıl geliyor. Şehir şimdiden ışıldamaya başladı. Sokaklar, dükkânlar, alışveriş merkezleri rengârenk. Çeşit çeşit süsler asıldı dört yana. Noel babalar, çam ağaçları, özenle hazırlanmış yılbaşı paketleri cıvıl cıvıl, sıcacık bir hava kattı soğuk kış günlerine. Kutlamalar için planlar, rezervasyonlar yapılmaya başlandı.
Her yeni yıl, yeni umutlar demek insanoğlu için. Âdettendir, yok saymak olmaz; bizim de elbet bir dolu dileğimiz olacak. Geride bıraktığımız yıllarda gerçekleştiremediklerimizi bu yıldan da bekleyeceğiz bu defa olur umuduyla.
Bu haftayı dileklerimize ayıralım istedim ben de. Diyorum ki; kutlamalar için planlar yapıp hediyeler alırken sevdiklerimize, kararlar da alsak kendimizce. Daha güzel bir yıl, daha mutlu bir hayat, daha yaşanılası bir dünya için.
Canımızı en çok acıtandan başlayalım önce. Cana kıymayalım artık, kan akıtmayalım. Kimsenin ölümü bizim yüzümüzden olmasın. Cinayet haberleri izlemeyelim televizyonda, şehit cenazeleri dağlamasın yüreğimizi, savaş muhabirleri yapacak haber bulamasınlar artık.
İşsiz kalmayalım hiçbirimiz. Gerçek bir sosyal hukuk devleti olmanın ne demek olduğunu anlayabilelim. Vatandaşı olduğumuz ülkenin arkamızda olduğunu yürekten hissedelim. Eğitim fakültesi diplomamızla öğretmen olamadığımız için herhangi bir memur olmak zorunda kalmayalım. Ama bunu yaparken tembel de olmayalım. Oturduğumuz yerden devletin bize bakmasını beklemeyelim.
Şiddetin hiçbir sorunu çözmediğini öğrenelim. Kavga dövüş kabul ettirdiğimiz fikirlerimizin aslında karşımızdaki için anlamsız olduğunu, sadece o anda duyulan korku yüzünden mecburi bir itaat gördüğümüzü ve bunun bizi günbegün yalnızlığa sürükleyeceğini fark edelim.
Bakabileceğimiz kadar çocuk yapalım. İrademiz dışında ve istemediğimiz şartlarda dünyaya gelen minicik bedenleri hastane tuvaletlerinde, çöp kutularında kaderlerine terk etmeyelim. Onları başımızdan atmanın ‘bizim’ oldukları gerçeğini değiştirmediğini unutmayalım.
Ailemizle bağlarımızı hep sıkı tutalım. Onlara bir köşede unutuldukları hissini yaşatmayalım. Sevgimizi, minnetimizi hissettirelim; gönüllerini hoş tutalım.
Dostlarımızı kaybetmeyelim. Elimizden geldiğince yanlarında olmaya çalışalım. Kötü günlerinde yanlarında olup, iyi günlerinde mutluluklarını paylaşalım.
İletişim kurmayı kendi düşüncelerimizi anlatmak olarak görmekten vazgeçelim. Dinlemeyi bilelim.
Aşık olalım. Zaten aşıksak bunu doyasıya yaşayalım. Aşkımızı besleyelim, koruyalım, kollayalım.
Bencil olmayalım; paylaşmayı bilelim. Sadece kendimizi mutlu etmeye çalışarak havanda su dövmeyelim. Sevdiklerimizi mutlu etmeyi unutmayalım.
Kalp kırmayalım, kırdığımızda gönül almayı ihmal etmeyelim. Özür dileyelim.
Mutlu olduğumuz insanlarla mutlu olduğumuz yerlerde yaşayabilelim. Bunu yapmak için yaşlanmayı beklemeyelim.
Açgözlü olmayalım. Sahip olduklarımızın kıymetini bilmeyip olmadıklarımızın peşinde koşarken elimizdekileri yitirmeyelim.
Kırmızı ışıkta beklerken yeşil yanar yanmaz kornaya şuursuzca basmayalım.
Arabamızın önüne fırlayan bir köpeğe çarptığımızda onu oracıkta bırakıp yolumuza devam etmeyelim.
Ağlamayalım, ağlatmayalım; üzmeyelim, üzülmeyelim; zarar vermeyelim, zarar görmeyelim….
Çok şey var yazılacak sevgili okur. Yüzlerce sayfa doldurabiliriz dileklerimizle. Oysa hepsinin çaresi tek bir duygu. Ne güzel özetlemiş cânım Yunus… “Sevelim, sevilelim. Bu dünya kimseye kalmaz.”
Bol bol sevgi diliyorum hepimize. Mutlu yıllar…
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder