6 Aralık 2012 Perşembe
ŞARKILAR SİHİRLİDİR
“ Sevilmeyi çok önemseyen insanlar sahneye çıkarlar.”…Bir akşam sohbetinde
çalınmıştı bu cümle kulağıma. O zaman pek durmamıştım üstünde. Taa ki; başka bir akşam, başka bir sohbette, başka bir güzel insan bana “Güzel sesli olmak nasıl bir şey?” diye sorana kadar…
Çok şarkı söylerim ben. Evde, sokakta, okulda, fırsatını bulduğum anda sahnede… ‘Güzel sesli olmak’ kısmını pek düşünmedim ama şarkı söylemek kalbini paylaşmak gibi… Gülmek, ağlamak, özlemek, beklemek, dönmek, gitmek… Ne kadar duygu varsa insana dair, muazzam bir sergi salonunda sunmak gibi… Bu sunumu ‘güzel’ yapabildiğinde yaşadığın da mutlak bir doygunluk elbet.
Güzel olan her şey bir adım öndedir her zaman. Beğenilir, takdir edilir, sevilir.
Sevgi nefes demektir aslında. Ancak onu alıp verirken hissedersin gerçekten yaşadığını. Sahnedeyken sevilirsin. Evet, geçici bir durum bu. Işıklar söndüğünde her şey ve herkes kendi kabuğuna çekilir; ama o anda gerçek, o anda samimi, o anda verdiği mutluluk tarif edilemeyecek kadar güzel. Bu da sevginin böyle bir türü işte. Üstelik birine ya da bir şeye hissedilen her güzel duygu, paylaşıldığında tamamlanır. Şarkı söylerken paylaşırsın, söylediğin her şarkıda eksik bir parçan tamamlanır sanki. Anlatmaktan hatta düşünmekten korktuğun ne varsa dökülür dudaklarından. Kaygılanmadan üstelik, yargılanmaktan korkmadan. İçinizdeki her şeyi anlatabilmenin verdiği rahatlığı düşünsenize… En güzeli de, karşındaki insanların gözlerinde parlayan hayranlığı görebilmek. Takdir edilmenin, beğenilmenin verdiği hazzı yaşamak… Başka hangi üslup böyle bir doygunluk yaratabilir ki?
Sahnede olmak harika bir düş görmek gibidir. Asla uyanmak istemez insan. Orada kalmak istersin, mümkün olduğunca uzun kalmak… Yoran, yıpratan, kıran, döken her şeyden uzaksındır çünkü. Çok hüzünlü bir hikayenin notaları duyulurken bile bir tebessüm olur dudaklarda. O hüznün bile güzel bir tarafı vardır ezgiyle birleştiğinde. Anlatılan hikaye seninle ilgili olmasa bile kendini bir anda içinde buluverirsin. On ikisinde evlendirilen o kadın ya da aşkı uğruna koca bir ömrü tüketen biçare adamsındır orada. Senin sesinde can bulur hepsi; ete, kemiğe bürünürler; feryatlarını duyururlar seninle. Hiçbir kötü niyet barındırmayan bir çıkar vardır burada, tertemiz bir alışveriş… Onlar seni kullanırlar kendilerini anlatabilmek için, sen de sahneyi kullanırsın. Hem onları hem de kendini, hiçbir sansüre maruz kalmadan dökersin ortaya. Tabi sen biraz daha kârlısındır. Çünkü hayranlıkla bakan gözler ve müteşekkir alkışlar seni işaret etmektedir.
Şarkılar sihirlidir. Şöyle bir düşünüyorum da, inandığımız birçok şeyin bir zaman sonra, aslında hiç olmadığını fark ettiğimiz bu garip gezegende, belki de en gerçek şey sihirdir.
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder