6 Aralık 2012 Perşembe

KADIN İSTERSE


     Tüm kadınlara Havva, tüm erkeklere Adem demeyi seviyorum. Belki ilk insanlar olduklarından, belki insanoğlunun hammaddesi olduklarını düşündüğümden, belki şimdiki
hallerimizin bozulmamış şeklini hayal etmek istediğimden…
Bir Havva’ dan daha haberdar etmek istiyorum seni bu hafta sevgili okur. Güçlü bir Havva’dan…
Ankara’ da yaşayan Havva, üniversite öğrencisidir. 20 yaşında, simsiyah uzun saçları,çok derinden bakan kocaman gözleri, yay gibi kaşlarıyla güzel, alımlı ve sevdiği adama deli
gibi aşık bir kızdır. Bir yandan okuluna devam etmekte bir yandan da çok mutlu bir beraberlik yaşamaktadır. İlişki o kadar güzel sürmektedir ki çift, kısa bir süre sonra evlilik kararı alır.
Havva, 21 yaşındayken sevdiği adamla, büyük umutlarla hayatını birleştirir.
Adem, iyi bir işi olan zengin bir adamdır. Havva’ yı çok sevmektedir.Maddi gücü yeterli olduğu için Havva’ nın yorulmasına gerek yoktur ona göre. Okulu bırakmasını ister
genç kadından. İllâ çalışmak isterse de kendi işyerlerinde birlikte çalışmak çok daha iyi olacaktır. Havva kabul eder bu teklifi. 
Herkesin gıptayla baktığı bir hayata başlar genç çift. Adem Havva’ ya olan aşkını her fırsatta dile getirmektedir. Romantik anlar yaşatır ona sık sık. İyi bir çevreleri vardır. Arkadaşlarıyla bir araya gelirler fırsat buldukça. İşi de beraber yürütmektedirler. Evlilikleri işe de uğur getirmiştir; birlikte çalıştıkça işlerini daha büyütmeye, daha çok kazanmaya başlarlar. 
Ne var ki güllük gülistanlık geçirilen ilk senenin ardından Adem’ de ufak ufak değişiklikler fark eder Havva. İlgisi azalmıştır kocasının. Dışarıda Havva’ ya hiçbir şey değişmemiş gibi, aynı nezaket ve hassasiyetle davranan Adem, eve geldiklerinde kimlik değiştirmektedir adeta. Havva, bu değişiklikleri Adem’ in geçirdiği kötü bir süreç olarak algılar ve ona rahatsızlığını hissettirmemeye çalışır. Ancak Adem’ in bu tuhaf sürecinin sonu gelmez bir türlü. Daha da bozulur hayatları günden güne. Sanki Adem’ e sihirli bir değnek dokunmuştur onu kötü adama dönüştüren. Havva sonraları anlar ki o sihirli değnek paradır. Daha çok kazanmak Adem’ i doyumsuzlaştırmıştır. 
Havva maddi olarak hâlâ hiçbir sıkıntı yaşamamaktadır; ancak evde huzur her geçen gün biraz daha azalır. Kavgalar başlar zamanla. Birbirine düşman iki insana dönüşürler aynı evin içinde. Havva evliliğini sürdürmek için büyük bir uğraş verir. Kimselere belli etmez mutsuzluğunu. Adem ipin ucunu çoktan kaçırmıştır oysa. Bir bir yıkmaktadır Havva’ nın kalbine giden tüm köprüleri.  Ev Havva için cehennemden farksızdır artık. Buna rağmen inatla direnmeye çalışırken, Adem son damlayı taşırır ve şiddetle tanıştırır büyük bir aşkla hayatına aldığı karısını. 
Bu olayın ertesi günü ayrılmaya karar verir Havva. Kocasının ona verdiği cep telefonu, kredi kartları, mücevherler, arabalar, evler… Ne varsa bırakır olduğu gibi. Bir kol çantasıyla çıkar o evden bir daha dönmemek üzere. Ailesine sığınır. Bir avukat tutar hemen, dava açar. Adem çıldırır bu durum karşısında. Havva’ ya “Benden ayrıldıktan sonra bitersin, mahvolursun. Bu saltanatı hiçbir yerde bulamazsın. Pişman olacaksın.” der. Genç kadın aklının bir köşesine yazar bu cümleleri. Ayrılık sürecinde öğrenir ki Adem’ in kırmadığı ceviz kalmamış, ihanetin bini bir para. Duyduğu hiçbir şey yıkmaz Havva’yı. Daha da güçlenir.
Nihayet ayrılırlar. Ne nafaka ister Havva ne başka bir şey. Onu ve ona ait olan her şeyi tümüyle çıkarır hayatından. Dört elle sarılır yeni hayatına. Üniversite mezunu bile değildir, iş bulmak zorundadır, süper lüks arabalar kullanırken halk otobüsüne binmeye başlamıştır. Sıfırdan kuracaktır her şeyi. 
Çok uğraşır Havva, çok zor günler geçirir ama sonunda çabaları sonuç verir ve çok güzel bir iş bulur kendine. Başka bir şehre taşınır. Yepyeni arkadaşları, güzel bir işi, huzurlu bir hayatı vardır artık. 
Birkaç yıl sonra Türk filmi sahnelerini aratmayan bir şey olur ve Adem iflas eder. Havva bunu duyduğunda aklına Adem’ in ona söylediği cümle gelir aklına. O, kadın haliyle bitmemiş, mahvolmamış, her şeye sıfırdan başlayıp güzel bir dünya kurabilmiş; Adem ise elindekilere bile sahip çıkamamıştır. 
Böyle şeyler yalnızca filmlerde olmuyor sevgili okur. İşte gerçek bir yaşam öyküsü. Biliyorum ki aynı cehennemi yaşayan birçok kadın yalnız kalınca hayata tutunamayacağından korkarak eziyet çekmeye devam ediyor. Yuvayı ayakta tutmaya çalışmak saygıdeğer bir şey, evet. Ama ortada yuva denilebilecek bir yer kalıp kalmadığından emin olmak lazım bunu yaparken. Yuva çoktan bozulmuşsa eğer, bırakabilmeyi bilmek gerekir. 
Gücünü hafife almamalı hiçbir kadın. Yapılması gereken tek şey Havva gibi içindeki gücü saklandığı yerden çıkarmak. 
Mutluluğu hak ediyoruz hepimiz. Her neredeyse yüzümüzü güldürecek, bizi huzura erdirecek hayat, gidip almalıyız onu, korkmadan… 
 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder